Sunday, March 29, 2015

Çiçekli Duvarlarım Evim Dergisinde..



Şubat ayı ortalarıydı, Tunus'tan yorgun argın dönmüş, sevgili Heramızı kaybedip berbat bir kaç gün geçirmiş, sonrasında onu bulmuş ve Datça'dan ve buradaki steril hayatımızdan her çıkışta olduğu gibi feci hasta olup yatıyordum.. Evim dergisinden Günseli Hanım benden bir proje isteyince tüm bunlara karşın tabiki olur dedim.. Bana verdiği süreyi, biraz daha iyileşeyim diye neredeyse sonuna kadar bekledim... En son gün ise tembel öğrenci misali eyvah bugün son gün diye yataktan fırladım. Bende 39 derece ateş, dışarıda deli bir fırtına döne dolaşa duvarlara asacak taze çiçek arıyorum.. Sevgiliyi lodostan bozulmamış taze papatya bulsun diye yandaki tarlalara yolladım. Ben titreye titreye bahçelerin kuytularında kalmış çiçek arıyorum.. Neyse sonunda bir şeyler bulduk, hatta bu arada yokluktan buralarda kimsenin suratına bakmadığı sarı yonca çiçekleri bile dergi sayfalarında kendilerine bir yer buldular..

Sonuçta, insanın kendi evini dergi sayfalarında görmesi büyük bir keyif, ama kendi evini kendi fotoğrafları ile dergi sayfalarında görmesi daha büyük bir keyifmiş.. 

Rengarenk Nisan sayısı ile Evim dergisini kaçırmayın der, buradan da biz bloggerlara destek olan Evim dergisine binlerce teşekkür yollarım.. 



My study wall, decorated with fresh flowers published in April issue of Turkish decoration magazine Evim.. Before I have seen my house in the pages of a magazine but this time it was very special for me as they used the photos I took..





Sunday, March 22, 2015

Mevsimlerle Gelen Lezzetler..

Geçen günlerde Tijen facebook sayfasında yazınca, ne güzel kitaptın sen '' Mevsimlerle Gelen Lezzetler'' dedim.. Bu arada Tijen diyorum.. Her halde liseden mezun olduğumuzdan beri yüzyüze görüşemesekte benim en eski arkadaşlarımdan biridir.. Taa ilk okul sıralarından..O kadar eskiyiz yani.. 
Tijen'in yazdığı pek çok kitaptan biri olan Mevsimlerle Gelen Lezzetler, neredeyse tüm kitaplarımızla beraber İstanbul'daydı.. Ne yazık ki yer sorunu nedeniyle Datça'ya pek az kitabımızı getirebildik.. Koca kütüphanemiz yalnız başına İstanbul'daki evde kaldı.. Tijen bahsedince, hemen bir tane daha satın aldım internet üzerinden.. Bu hafta Pazara gidince de ilkbahar yemekleri kısmına uygun alışveriş yaptım.. Dünde sadece sebzelerden oluşan bir menü hazırladım kendime.. Biri Tijen'in kitabından Edibe Hanım'ın ısırgan çorbası, diğeri ise annemin pancarlı patates salatası.. Aslında nasıl kullanacağımı çok ta bilmediğim bu iki sebzeden harika şeyler pişirdim.. Tabii sizle paylaşmadan olmazdı.. 




Isırgan otunun şimdiye kadar sadece ya salatasını yaptım, ya da gözlemesini ama Edibe Hanım'ın tarifi ile yaptığım çorbası da harika oldu.. 

''2 kaşık zeytinyağ, 1-2 doğranmış soğan, 1 demet doğranmış ısırgan, 1 kaşık un, 1 bardak süt, 2-3 bardak su, deniz tuzu, karabiber..

Tencerede yağı ısıtın, soğanları arada karıştırarak 4-5 dakika kavurun. İçine ısırganları ilave edin.3-4 dakika daha kavurduktan sonra ununu ekleyin.Kavurmaya devam edin. Yavaş yavaş sütü ilave edip unun topaklanmaması için düzenli olarak karıştırın. Su, tuz ve karabiber ekleyin, karıştırarak kaynatın. Ocaktan alıp servis edin.'' 

İşte kitaptan aldığım tarif bu kadar basit ve bu kadar yalın. Tam olması gerektiği gibi..



Yesterday I cooked a vegetarian menu using a receipe from the book of a dear friend and from my mom.. First I made nettle soup using the receipe in Tijen İnaltong's book.. Although I didnt see Tijen since we graduated from high school, she is my friend since elementary school..

Her receipe is very easy and very simple. Just the way I like..

Roast 1-2 onions in 2 tablespoons of olive oil for 4-5 minutes. Add a bunch of chopped nettles and roast another 3-4 minutes.. Add a tablespoon of flour and while stirring keep adding a glass of milk.. Add salt, pepper and 2-3 glass of water.. Boil and serve..



Sırf çorbayla karın doymazdı, yanına annemin bu mevsim çok yaptığı pancarlı patates salatası yaptım.. Tarif aslında çok basit.. Damak tadınıza uygun yeşilliklerle bir patates salatası hazırlayın, içine iki tanede ufak pancar rendeleyin.. Hem kıpkırmızı bir salatanız olacak, hemde benim normalde yemeği hiç sevmediğim bu çok faydalı sebzeyi çiğ çiğ yiyeceksiniz.. Bir taşla iki kuş hesabı..

Bu arada yemek kitapları ile ilgili son bir şey: Ben kuru kuru ve dizi dizi yemek tarifi veren kitaplardan hiç hoşlanmam.. Sevdiğim yemek kitaplarının hep bir hikayesi vardır.. Beni bilmediğim sokaklarda dolaştırmalı, tatlı tatlı yeni bilgiler vermeli, sonunu merakla beklediğim romanlar gibi merakla okutmalı kendini.. Mevsimlerle Gelen Lezzetler işte tam bu kategoriye giren bir kitap.. Ama laf aramızda Tije'in yazdığı kitaplar arasında benim favorim ''Turunç Kokulu Düşler'' dir.. 



As soup is not enough for dinner, I also cooked my mothers favorite receipe of this season.. Potato salat with beetroot.. Receipe is again very simple. Just grate 2 small beetroots to your favorite potato salat.. Result is just delicious and red.. Plus you will have the chance to eat this vegetable in its raw form.


Thursday, March 19, 2015

Mart kapıdan baktırıyor..



Balkondan dışarıya baksanız, güneş, deniz, papatyalar , her yerden fışkıran çiçekler, bahar tam zamanlı gelmiş diyebilirsiniz.. Ama biraz evvel Hera ile sitenin biraz dışında bulunan geridönüşüm kutularına evde birikmiş, şişeleri, kağıtları götürüp bıraktık. Koştura koştura gittik, donmuş vaziyette koştura koştura geri döndük.. O kadar soğuk hava anlayacağınız..

Gelirken artık her tarafı kaplayan sarı güzellerden de iki dal almayı ihmal etmedik.. Dışarıdaki yalancı bahar, eve sahici olarak giriverdi.. Çare yok bir kaç gün daha içerilerden bakmaya devam edeceğiz dışarılarda coşan bahara.. 




When I look outside, its possible to see all the signs of a beautiful spring.. Blue sky, turquoise sea, daisies in the fields, flowers blooming everywhere... But in reality, it is freezing outside.. Hera and I took the empty bottles and discarded papers to recycle boxes in the morning and we were aiming to take a short walk afterwards but as soon as we finished our job, we rushed back home.. Its that cold outside.. 

But we didnt forget to pick some mimosas to bring the spring inside.. I guess we have to wait couple days more to enjoy spring inside and outside..




Hestia da dışarı çıkmayı reddediyor..

Hestia, also refuses to go outside..



Bu arada bu soğuk günlerde halimiz böyle.. Kimi zaman Hera kapıyor battaniye altını, kimi zamanda Hestia..

And this is our cold day activity.. Girls are racing with each other to grab the favorite place under the blanket..




Tuesday, March 17, 2015

Balıklı Balkon..



Bugün sizlere annemin balkonundan bir fotoğrafla kısa bir merhaba... Fotoğrafları ipad den bilgisayara aktarma denemesi sırasında buldum.. Bir gün annemin güzel balkonunu da sizler için fotoğraflamayı da aklımın bir köşesine yazdım bu arada..

Özellikle yazlık evlerde balık sembolünü çok seviyorum.. Bu güzel ahşap balıkları da annem geçen ay İstanbul'da artık ailemizin balıkçısı haline gelen Murat Bildirici'nin sergisinden almış..Bomboş bir duvarı inanılmaz renklerdirdiler..

Ferforje masa ve sandalyeler ise neredeyse elli yıllık.. Eskileri ve yenileri harmanlayabilmek ne kadar güzel değil mi?? 



Today, a quick hello from the balcony of my mother.. She recently purchased this colorful wood fishes from the exhibition of Murat Bildirici.. I love how they filled an empty wall.. 

And her fer forge table and chairs are coming from my childhood home. Almost fifty years old. Its so much fun to mix old and the new..


Wednesday, March 11, 2015

Sarı Zamanlar...

Datça'nın çok güzel ama bir o kadar da kısa süren zamanlarından biri daha hafiften ,hafiften başladı.. Aslında pek hafiften başlamazdı, bir sabah kalkar her yeri sapsarı bulurduk ama bu yıl havaların çok soğuk gitmesinden olsa gerek ağaçların kimi açtı, kimi hala tomurcukta..

Bu sarı mevsimin kahramanı ise, Mimoza ailesinden bir ağaç olan Kıbrıs Akasyası.. 15 gün kadar sapsarı çiçeklere bürünüyorlar, sonra ise tüm yıl yeşil ve inanılmaz dirençli bir ağaç.. Datça'da yol kenarlarında, tarla kenarlarında çok fazla var, hatta kimileri bu ağaca Datça'nın kanseri bile diyor, çünkü çok hızlı ürüyorlar, çok hızlı büyüyorlar, oradan oraya çok çabuk atlıyorlar..

Tabii bu durumu bilmeyen bir kaç okuyucum, 3-5 dal koparıyorum diye beni doğa katili falan ilan ettiler geçen yıllarda.. Dolayısıyla hala buralardalarsa hiç merak etmesinler kopardığım dallar 10 katı olarak geri gelecek önümüzdeki sene.. 


One of the most beautiful seasons of our small peninsula starts slowly.. During this time of the year Cyprus Acacias, a tree from the mimosa family start to bloom their yellow flowers.. For about two weeks, yellow becomes the dominat color around here..



Bu arada biliyorsunuz benim kadrolu iki modelim var.. Kedim Hestia ve köpeğim Hera.. Bu sıralar bir kaprisliler anlatamam.. Sanki hanımefendiler süper modeller, bende peşlerindeki paparazzi.. Yoksa şu fotoğrafta Hera'yı koltuğun önüne yere oturtmak, o olmazsa Hestia'yı koltuğa almak vardı kafamda.. Ama ne mümkün ben fotoğraf makinesini elime alır almaz ikiside dışarı kaçtı... Allahtan Şubat sonundaki o soğuk günlerde iki tane yastık örmüştüm, ve nasılsa üşenmeden içinide doldurmuştum da, koltuk üzeri boş kalmadı..

I was actually planning to use my little models in these photos.. My dog and my cat.. As quite usual these days they refused to pose and both ran out.. So instead of them the new crochet cushion I made at the end of last month is posing on the couch.. 






Assolistler en son sahneye çıkar ya, işte son fotoğrafta da yine bu mevsimin süperstarlarından biri daha var.. Kuzu göbeği mantarları.. Bu çiçekleri toplayıp dönüyordum, ne kadar sevdiğimi bilen bizim bahçıvan  yolda beni durdurdu ve verdi..  Laf aramızda benim en sevdiğim yemeklerden biri mantarlı risottodur. Bir kaç yıldır bu mantarlarla pişiriyorum ve daha önceden yediklerim risottomuymuş diyorum.. O kadar iyiler yani.. Ama her güzel şey gibi onların mevsimi de çok kısa..


Last but not the least, another superstar of the season: Morels.. One of my favorite food is definitely risotto with mushrooms.. Since I started to cook it with morels, I dont like the ones I am making with regular mushrooms.. They are that much delicious.. But as all good things, their season is very short..


Sunday, March 8, 2015

Denizden gelen lamba ( DİY) / Driftwood lamp

Aslında bu lambamı hepiniz daha önceki fotoğraflarımda mutlaka bir kaç kez görmüşsünüzdür. Yanlış hatırlamıyorsam, nasıl yapılacağınıda yazacağım diye söz vermiştim.. İşte Sahildeki Ev'in denizden gelen lambasının fotoğraflarla yapım aşaması..

Buradaki tek ve aslında da önemli bir sorun her zaman olduğu gibi bu projeyi ilk kez yapılırken fotoğraflamamam, dolayısıyla en önemli aşamalardan biri olan tahtaların delinmesi kısmı eksik. Matkapta tahta delmek için kullanılan özel uçlar kullanıldı. Ahşabın çatlamaması için önce ince, daha sonra kalın uçla delme işlemi yapıldı.. Aslında bu işi ilk kez deneyen Sevgili, bir kaç tane tahtayı her halde parçalarım diye başlamıştı işe ama tahtayı sabitleyip, matkabı da kontrollü olarak yavaş yavaş çalıştırınca ilk seferde bu işi becerdi..  Sonrası elektrik aksamını yerleştirmek ve beğendiğiniz bir abajur kafasını üzerine takmaktan ibaret.. Aslında yapımı son derece kolay, sonucu ise harika olan bir proje..

Beğendiyseniz, bu yaz tatilinde denizin kıyıya attığı tahtalara şöyle bir bakın derim.. Kimbilir ortaya hiç biri birbirine benzemeyen, her biri size özel ne harika parçalar bulacaksınızdır..




You have probably seen our driftwood lamp in some of my previous pictures.. We made it with the driftwoods we found from our beach.. But as usual, I didnt photographed this project while Hubby was doing it initially.. So probably the most important part - drilling is missing in this post..

In order not to crack the driftwoods he used two types of drills designed for wood drilling.. First a small size one than a larger one to obtain a large hole.. By working very slowly with the drilling machine, he actually succeded in his very first attemp.. As you can see from the photos the rest is all about putting the electric system.. 

If you like it, dont forget to look for unique driftwood pieces in your beach vacations..












Tabiki denizden gelen şişeler koleksiyonum da, lambaya eşlik ediyor bugün.. Bu şişelerin yapımını da burada bulabilirsiniz...

My beach glass look bottles are enjoying the friendship of the new lamp.. If you want to learn how I painted them please check here..



Sunday, March 1, 2015

Mart ayında neler yapmalı...


Kışın son demleri, baharın ilk sesleri..Ocak, Şubat derken Mart geliverdi bile.. Doğanında, bizimde kış uykusundan, kış miskinliğinden kurtulup yenilenmeye başlama zamanımız.. Neler yapmalı bu ayda, neleri atlamamalı..


  • Havanın iyi olduğu günler uzun uzun yürüyüşlere çıkmalı.. Yağmurda olsa fark etmez nede olsa şemsiyelerin ve plastik çizmelerin zamanı şimdi..
  • Doğanın her gün başka güzellikler sunmaya başladığı bu günlerde bol bol çiçekler, böcekler toplamalı, evi çiçek bahçesine çevirmeli..


  • Saksılara bol bol menekşeler, çuha çiçekleri ekmeli, balkonları, kapı önlerini, pencere kenarlarını şenlendirmeye başlamalı.. Hatta tomurcuklu daha açmamış olanlardan almalı, her gün acaba ne renk açacaklar diye meraklanmalı..
  • Ufak tefek bir şeyleri yenilemeli.. Mesela artık eskiyen, renkleri kaçan mutfak havlularını, kurulama bezlerini, şöyle renkli renkli bir şeylerle değiştirmeli.. Belki de yeni bir mascara mı almalı acaba?


  • Mart ayında Datça'nın sarı baharı başlar. Tüm yarımada mimozanın bir türü olan Kıbrıs akasyası ile dolar.. Bu sene kararlıyım, onlardan bir çelenk yapıp kapıya asmalı..
  • Havanın güneşli olduğu günler pencereleri, kapıları açıp içeriye tertemiz hava doldurmalı.. Yanına hafif birde müzik açmalı bol bol gündüz düşlerine dalmalı..
  • Mart'ın kapıdan baktıracağı, kazma kürek yaktıracağı günlerde mutlaka olacaktır.. İşte o günlerde bol bol şömine keyfi yapmalı, son sıcak şaraplar, kestane kebaplarla kışı uğurlamalı..


  • Kalöriferli evde yaşayanlar bilmezler ama yine soğuk gecelerde elektrikli battaniye ile son aşk saatlerini yaşamalı, dışarısı buz gibiyken sıcacık yatakta uykuya dalmanın keyfini çıkartmalı..
  • Kalın yünlü giysileri yavaştan yavaştan kaldırmalı, giyilmeyenleri vermeli, dolaplarda yer açmalı..
  • Hafiften bahçelere çıkmalı, çiçekleri budamalı.. Güneşli günlerde mis gibi havayı içine çeke çeke bahçede, balkonda çalışılmalı..


  • Pazardan bol bol enginar almalı.. Önce bir vazoda tabakta sergileyip, göz zevki almalı., Sonra haşlayıp, yapraklarını limonlu zeytinyağa batırıp keyif yapmalı..
  • 21 Mart'ta gündüzle gecenin eşitlenmesini, baharın gelmesini şöyle çiçeklerle, mumlarla süslenmiş bir masada, keyifli bir akşam yemeği ile kutlamalı. Hatta hava güzelse Sevgiliye mangal yaktırmalı..
  • Yağmurlu günler, erkenden yatılan geceler için kitaplar ayarlamalı. Bir tanesi mutlaka Yaşar Kemal'den olmalı.. Doyumsuz cümlelerini sindire sindire okuyup, büyük ustaya hayatımızı zenginleştiren tüm kitapları için teşekkür etmeli..



Benden ilk aklıma gelen Mart ayı keyifleri bunlar.. Hadi birde siz neler yapmayı planlıyorsunuz onları dinlemek isterim.. Bu arada bu yazımda kullandığım tüm fotoğrafları geçen yıl Mart ayında çekmiştim.. Ayrıca yine 2014 Mart'ın da yazdığım kimi yazılara bakmak isterseniz..

  • Datça'nın sarı mevsimi.. Burada..
  • Yaratıcılığı sürdürmek için 33 yol.. Burada
  • Menekşeli Yastıklar.. Burada..
  • Sürpriz mantarlı salata.. Burada
  • Keyifli bir bahar sofrası.. Burada