Wednesday, April 30, 2014

Denizden Gelen Askılar..



Son dönemde bir şeyler üretmek açısından ne kadar tembellik yaptığımı en kolay bloğa baktığım zaman anlıyorum.. Yeni bir DİY projesi tamamlamayalı haftalar olmuş.. Proje çok ama icraat sıfır dönemlerden birindeyim anlayacağınız.. Ama Allahtan Sevgili boş durmuyor.. Her kış deniz kenarından topladığımız tahta parçalarından birini askıya dönüştürdü ve bahçe malzemelerini asmak için dışarıya astık bile.. Denizin bıkmadan usanmadan oluşturduğu o doku çok hoşuma gitti, dolayısıyla üzerinde ne boya var ne de cila...

Bizi takip etmeye devam edin, denizden gelen askılar serisinin yeni üyeleri çok yakında burada :))


Lately I am going thru a very unproductive period in terms of DİY projects. I have tons of them on my mind  but so far none on hand.. But thank god, hubby is working on something.. Here is a driftwood hanger he finished recently. We are using it at the garden and as I love the raw texture, there is no varnish on it.

There will be more of this hanger so keep following us :))








Friday, April 25, 2014

Sağlık olsun..


Var olduğunda en kolay kanıksadığımız şeylerden biri de sağlığımız sanırım.. Halbuki her sabah kalktığımızda, kocaman kocaman şükretmemiz gereken tek şey de belki o.. Son iki gün salondaki koltuğa kıvrılmış, sürekli ağrı kesiciler alarak geçti benim için.. Dışarıdaki şıkır şıkır güneş, çiçek böcek hiç biri umurumda olmadı.. 

Bu sabah ise uyanınca baktım, her şey geçmiş, normale dönmüşüm.. Ağrının tamamen bitmesi ne büyük bir mutluluk değil mi? Biraz kendimi derleyip toparladıktan sonra, evin her daim en dağınık yeri çalışma masamı toparladım, bahçeden bir kaç dal zakkum kestim..Ortalık ve ruhum yavaş yavaş keyiflenmeye başladığı için fotoğraf çekeyim dedim ama içeride istediğim aydınlığı yakalayamadım.. Tripod kurmayla uğraşmaktansa masanın üzerindekileri balkona taşıyıverdim.. Tembel fotoğrafçıyım işte ne yapayım..

Ben yine çiçeklerime böceklerime döndüm anlayacağınız ve şimdiden hepinize missss gibi bir haftasonu diliyorum..


I think its so common to take our good health as granted when we are feeling well. It is probably the only thing we should be grateful every day, every second.. I spent the last two days on the couch, most of the time in a fetus position and taking lots of pain killers... I was unable to do the simple things or enjoy the simple pleasures..

Thank God its over today and I started to sort myself as well as my always messy desk.. I picked some oleanders from the garden but as the photos I took inside did not come out well, I moved the contents of my desk outside.. Sorry but I feel so lazy to set the tripod...

It's so good to be pain free again, and I wish you a great weekend..






Tuesday, April 22, 2014

Tencere yuvarlanmış....


Her halde komşularım ara ara bana bu kadın deli diye bakıyorlardır.. Balkonuna çıkıp bir tencerenin döne döne 20 - 30 tane fotoğrafını çekersen olacağı da budur tabii.. Tabii Montenegro'ya küçücük bir çek çek valizle gidip, dönüşte o valize bu tencereyi de sığdırmayı başardığımı bilseler daha neler neler derler acaba... Ama ne yapayım emaye mutfak eşyalarını da, objelerin fotoğraflarını çekmeyi de çok seviyorum.. İki sevgi birleşince de ortaya böyle bir şeyler çıkıyor işte...



I am sure some of my neighbours think that I am such a weirdo, when they see me taking 20-30 photos of an enamel pot on my balcony.. Well, I love enamel and I love taking photos, so when these two combine, outcome is these..





Sunday, April 20, 2014

Montenegro

Gittik, gezdik, gördük, geldik... Taş evleri ile deniz kenarındaki köylerini, kentlerini, o evlerin balkonlarından sarkan çiçekleri, pencerelerinden bakan kedileri, daracık ama güzel yollarını, tarih kokan eski sokaklarını, masmavi denizini, kumsallarını, bize Datça'yı hiç aratmayan güzelim iklimini, çiçeklerini, böceklerini pek sevdik geldik.. Bir bakın bakalım fotoğraflarına, kim bilir belki bir gün sizinde yolunuz düşer..


We had a short trip to Montenegro last week. We really love that small country and all its small villages with stone houses right at the seaside.. Beautiful old towns, blue sea, empty beaches, historical places, good sea food were the other bonuses.. Here are some photos ... 




















Friday, April 18, 2014

Bacaklarını Topla..

Montenegro - Karadağ'a çok güzel bir gezi yapıp, evimize döndük.. Çiçeklerimi, böceklerimi, kedimi, köpeğimi, evimi çok özlemişim.. Hepsi ile tek tek, uzun uzun özlem giderdim.. Seyahatimizden bir kaç fotoğraf sizinle önümüzdeki günlerde paylaşacağım. Yalnız yaptığımız onca seyahat arasında Montenegro'nun bir etabı hayatımdaki en adrenalin yüklü seyahat oldu ki o kısım da, Montenegro'da değil İstanbul'da geçti..

Dönüş yolumuzda, bir takım zorunluluklardan dolayı Atatürk Havalimanı ile, Sabiha Gökçen Havalimanı arasını akşam saatlerinde 1,5 saatte almamız gerekiyordu.. Montenegro uçağından iner inmez elimizdeki çek çek valizlerle koşmaya başladık. Önce taksi ile Kazlıçeşme Marmararay 'a, Kadıköyde Marmararay'dan Metro'ya ve Metro'nun son durağı Kartal'dan da yine bir taksi ile Sabiha Gökçen havaalanına ulaştık. Biletlerimizi önceden check - in yapmamız sayesinde, yine son bir depar atarak uçağa son binen yolcular olmayı başardık.. Ama o koşuşturma esnasında yaşadığımız stresi ne siz sorun ne ben söyleyeyim, bir ara metroda kalabalıktan ve yorgunluktan bayılacağım zannettim.. :))

Akşam saatlerinde artık unuttuğum İstanbul'un trafiğini ve metrodaki hınca hınç kalabalığı yaşadıktan sonra, ancak 'Allah herkesi bir an önce İstanbul'dan kurtarsın'' diyeceğim.. Bu arada sahildeki ev'de bu yaşadığı deneyimden sonra, şişe mantarları ile, toplu taşıma araçları ile seyahat edenlerin adam gibi oturmasını hedefleyen Bacakları Topla kampanyasını canı gönülden destekler..   





We have returned from our trip to Montenegro.. It was short but so lovely. I really loved that small country. I will post some photos very soon.. 

During the İstanbul leg of our trip we have to travel between the two international airports of İstanbul. I realized that since we moved to Datca, I really forgot how horrible the traffic and the crowd at the metro during the rush hours. So after this experience I am suppoting the recent campaign about behaving properly in mass trasport vehicles with my bottle cork men..






Saturday, April 12, 2014

Kuş Misali..


Hani insan kuş misali derler ya... İşte kuş misali bizde Montenegro'nun güzel kenti Kotor'a konuverdik.. Biz derken Sahildeki Ev'in iki ayaklı fertleri yani.. Dört ayaklıları ise evde anneannelerini ağırlıyorlar.. Bu Pazar sabahına kentte uzun uzun çalınan kiliselerin çan sesi ile uyandık.. Bugünkü programımızda araba ile Kotor körfezini boydan boya geçmek var.. Ama önce bu harika manzaraya karşı kahvaltı..

Herkese keyifli bir Pazar günü diliyorum..


We finally came to Kotor, the beautifl city of Montenegro... While  we are enjoying ourselves here. Our furry girls are entertaining grandma at our house.. Today we are planning to circle the Kotor bay by car..

Happy Sunday..





Thursday, April 10, 2014

Simplicity...


Bazen bir yerlerde bir çiçek açar ve kısacık hayatında yolu sizinki ile kesişir.. Beraber geçireceğiniz bir kaç gün içinde size bir sürü şey anlatır ve gider.. Sadelik, basitlik aslında her şeydir dedi bu zambaklar.. Ne süslü püslü bir vazo istedi, ne de masanın üstünde her hangi bir örtü.. Dinlemek gerek..Büyükleri olduğu kadar küçükleri, insanları olduğu kadar çiçeği ve böceği...


Sometimes a flower blooms somewhere and your roads cross with them in their short life.. In the couple short days that you are going to spend together, she tells you many things.. This one is telling me all about simplicity.. She didnt want any fancy vase or a nice runner on the table.. We have to learn to listen the kids as well as the adults and the flowers and the animals..